Doğanın rahminden geliriz dünyaya. Ana rahminden farkı ise, dünyaya geldikten sonra da ona bağımlı yaşamamızdır. Ondan beslenir, ondan nefes alır, onun sularıyla yıkanırız. O oluruz aslında. Oysa ana rahminden kopuş deneyimi, bizi doğadan da koptuğumuz yanılgısına düşürür. Üstelik ona egemen olmaya kalkarız.
Ne gaflet... Dönüşümüz onadır! - Ayla Seyhun

14 Kasım 2011 Pazartesi

NELER YAPIYORUZ

Aromaterapi ve bitkilerle tedavi konusunda aldığım eğitim ve yaşadığımız doğal ortamın imkanlarını bir araya getirerek, bana danışan ile konuşarak ihtiyaçlarına yönelik bazı yağlar, kremler hazırlayabiliyorum.  Sorunların giderilmesine yardımcı olurken, yeni sorunlar ortaya çıkarmamak için çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu nedenle beni arayın, konuşalım. Birlikte değerlendirelim ne yapabileceğimize.
Kullandığım esansiyel yağlar ile bazı taşıyıcı yağlar Fransa’dan gelmekte olup, gerekli analiz ve tahlilleri yapılmış, güvenilir ürünlerdir.
Doğal hammadde temininde sıkıntı duymadan hazırlayabildiğim ürünler aslında sizin de yapabileceğiniz şeyler. Mevsiminde ve doğal ürün bulmakta ya da bunları hazırlayacak zamanı ayırmada zorlanır iseniz, ben sizin için hazırlayabilirim. Neler mi?
HARİCEN KULLANIM İÇİN  KANTARON YAĞI
Mayıs ayında taze çam filizleri, sarı kantaron çiçeği ve ladin çiçeklerinin zeytinyağında bekletilmesi sonucunda elde edilen yağa, kafur ağırlıklı biberiye yağı eklenmesiyle oluşan bu yağ özellikle diz ağrıları, siyatik ağrıları, eklem faresinden oluşan sıkıntıları hafifletmekte yardımcı olur. 250 ml lik şişelerde. Kantaron yağı güneş lekesine yol açabildiğinden, özellikle gündüz güneş görebilecek yerlere sürmemenizi tavsiye ederim.
KANTARON TENTÜRÜ: Votkada bekletilerek hazırlanan bu tentür depresyon, stres gibi durumlarda rahatlatıcı olması ile tanınır. Ancak kantaronun dahili kullanımının doğum kontrol ilaçlarının etkisini ortadan kaldırdığı belirlenmiştir. Hamilelerin, süt emziren annelerin ve çocukların kullanmaması gerekir.
HAYIT TENTÜRÜ: Hayıt bitkisi tohumlarınınkadınların hormon sistemini dengelemek gibi bir etkisi olduğu bilinmektedir. Tohumların oluştuğu sonbahar aylarında taze olarak toplanıp, votkada beklenerek hazırlanır.
HAYITLI BAL: Hayıt tohumlarının bal içinde bekletilmesi ile hazırlanır. 250 gr kavanozlardadır.
EKİNEZYA TENTÜRÜ: Ekinezya köklerinin votkada beklenmesiyle hazırlanır. Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi nedeniyle grip salgınları sırasında bünyeyi korur.
DOĞAL ELMA SİRKESİ: Ev ortamında hazırladığım, köyümüzün bahçelerinden toplanan elmalarla yapılan doğal elma sirkesi.
ISIRGANLI ELMA SİRKESİ; Doğal elma sirkesinin içinde ısırgan bitkisinin yaprakları ve gövdesi bekletilerek hazırlanır. Yüksek kalsiyum ve magnezyum içeriği ile kemik erimesine karşı koruyucu olduğunu söyleyebiliriz.
KARA HİNDİBALI ELMA SİRKESİ:  Hindiba kökü muhteşem bir karaciğer toniğidir. Bedenin alkali dengesini korur ve kanı besler. Nötr PH li bir sirke ile birleştiğinde kanımız için değerli bir destek haline dönüşür. Kanamalardan sonra demir eksikliğini gidermede hindiba büyük bir yardımcıdır. Et, karbonhidrat, işlenmiş gıda ve yağlardan oluşan bir beslenme, beden için asidik bir ortam hazırlar. Bu asidik ortam bakterilerin, iltihabın, kanser hücrelerinin yaşaması için ideal bir ortam oluşturur. Beslenmeniz ne kadar alkali olursa, hastalıklar sizden o kadar uzak durur. Hindibalı ema sirkesini sofranıza taşımakla aslında davet ettiğiniz sağlıktır.
CİLT BAKIMI İÇİN
Mucize bir taşıyıcı yağ keşfettim. Yılların getirdiği izleri silebilmek için elinden geleni yapan, lekeleri, izleri, kırışıkları kendince kapatmaya çalışan molekülleri ile kuşburnu yağı  Fransa’dan getirttim. Kuşburnu yağına lavanta, ıtır, ölmez otu ve tea tree esansiyel yağlarından bir kaç damla ekleyince ortaya muhteşem bir kokuya sahip, cildi canlandıran bir yağ çıktı. Özel roll-on şişelere aldım onları… Bana parfümümü soruyorlar, ben yağımı anlatıyorumJ
Sabah kalkınca - akşam yatarken yüzünüze, boynunuza ellerinize sürebilirsiniz. Merak etmeyin, hemen emiliyor.. Yağlanmış gibi hissetmiyorsunuz kendinizi. Üstelik bu kokular beynimize hızla akarak duygularımızı değiştiriyor. Kendimize daha bir güveniyor, sakinleşiyor, daha iyi düşünebiliyoruz. Pozitif olmanın ne kadar kolay olduğunu algılamak isterseniz bu yağı deneyin derim.
Köyümüzden Sofranıza
Taze İnek Peyniri: Köyümüzün bacıları tarafından isteğe göre sade veya çeşnili olarak hazırlanır. Arzunuza göre eklenebilecek çeşniler arasında, kekik, kurutulmuş domates, ceviz, badem, fesleğen, sarımsak, top karabiber sayılabilir. En az 1 kilo olarak, kendi suyu içinde gönderilebilir.
Keçi Peyniri: Keçilerin süt verme durumuna gore taze sütten kaynatılarak sade veya çeşnili olarak hazırlanabilir. Ekim ayı keçilerin çiftleşme mevsimi olduğundan, sütler teke kokabileceği göz önüne alınarak, taze peynir yapamamaktayız. Ancak bacılarımız süt mevsimi boyunca çiğ sütten, kaynatılmaksızın peynir hazırlamakta, bidonlarda bekletmektedirler. Üç ay beklemiş olan bu peynirde hastalık riskinin kalmadığını söylüyorlar. Arzu edilirse, bu çiğ sütten yapılma keçi peynirinden de gönderilebilir.
Domates/biber karışık hazırlanmış salça: Köyümüzün bacıları tarafından hazırlanmış, 1 kiloluk cam kavanozlarda ambalajlanmıştır.
Güneşte kurutulmuş domates salçası:  1 kiloluk cam kavanozlarda ambalajlanmıştır.
Erişte: Su değirmeninde öğütülmüş sarı buğday unundan, köy yumurtası ve inek sütü kullanılarak,
sade/domatesli/mevsim otlarından yeşil olarak hazırlanır.
Yarım kiloluk ve bir kiloluk paketlerde gönderilir.
Tarhana: Su değirmeninde öğütülmüş sarı buğday unundan, domates/biber salçası ve koyun yoğurdu katkısıyla hazırlanmış olup, yarım kiloluk veya bir kiloluk paketlerde gönderilir. Elimizdeki stoklarla sınırlıdır, zira Eylül ayından bu yana koyunlardan süt alınmamakta ve koyun yoğurdu yapılmamaktadır.
Sarı Buğday Bulguru, kepekli:
En faydalı yeridir deyip, kepeğini de eletmedik… Beğenmezseniz siz eleyebilirsiniz. Ama en doğal hali inanın bu.

Can Erik Turşusu:
Komşuların bahçelerinde doğal olarak yetişen eriklerin bolluk zamanında yemekle bitiremeyince, turşu kurayım dedim.  Bizce çok başarılı oldu. Elimde çok fazla yok, küçük kavanozlara koyarak daha çok arkadaşın erik özlemini giderelim isterim.
Elma Turşusu:
Elmalar henüz yeşilken, can erikten biraz büyükçene iken deneme amacı ile yaptık. Kendimizi alamamış bir koca bidon yapmışız. Değişik bir ürün oldu. Tabi elmanın kalsiyum deposu olduğunu unutmamak lazım. Elma sirkesinden daha cazip bence. Yarım kiloluk kavanozlarda gönderebiliriz.
Bayramiç Tüysüz Beyazından Reçel
Bayramic Tüysüz Beyazı olarak tescil edilen bu güzel nektarin yörenin yerel meyvesi. Bu ilk yaz meyvesinin tadını sofranıza taşımak adına reçelini yaptık. 250 gramlık cam kavanozlarda. Meyveler iyi tarım uygulanmış bir bahçeden. Şeker kullandım.
Domates Marmeladı:
Elma ve domatesin birleşmesinden ortaya kuşburnu lezzetinde bir marmelat çıktı… Hem de bademli… 250 gramlık cam kavanozlarda.  Domatesler bahçemden, elmalar komşu bahçeden. Şeker kullandım.
Ayva Marmeladı:
Bahçedeki ayva ağacı ne verdiyse topladık. Minik ama lezzetli ayvalar. Rendeledik ve marmeladını yaptık. Şeker kullandım. 250 gramlık cam kavanozlarda.
Dağ Çileği Reçeli:
Bizim dağların doruklarından topladık onları. Bizden başka kimsenin geçmediği yollardan. Domuzlar ya da ayılar çıkarsa karşımıza diye korkmadık değil. Ama minik kırmızı meyveler çok baştan çıkarıcıydı. Hem yedik, hem topladık. Kocayemiş de denilen bu meyve buralarda davulgu bibi diye anılıyor. Yaşlanmaya karşı duran, C vitamini açısından zengin, sinirleri sakinleştiren bir meyve imiş. Topladıklarımızdan hemen reçel yaptım sizler için, şeker kullandım. Yarım kiloluk kavanozlara koydum.  Yakın zamanda tekrar dağlara çıkıp toplamayı amaçlıyoruz.